Sitemiz yazarlarından Veysi YILDIZ'ın yazısını ilginize sunuyoruz:
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan koronavirüs (corona virüsü), 100’den fazla ülkeye yayıldı.
10 Mart Salı itibarıyla virüs sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 4 bini aştı.
Türkiye’de, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 11 Mart 2020’nin ilk saatlerinde yaptığı açıklamada vakanın ilk kez tespit edildiğini duyurdu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 11 Şubat'ta koronavirüs kaynaklı hastalığa Covid-19 adını verdi.
Virüse yakalananlarda önce yüksek ateş başlıyor. Ardından kuru öksürük şikayetleri gözleniyor. Bir haftanın sonunda ise nefes darlığı sorunları ortaya çıkıyor.
Ancak şu an eldeki bilgiler sadece hastaneye kaldırılan ağır hastaların yaşadıklarıyla sınırlı. Virüse yakalanıp daha hafif bir şekide atlatan olup olmadığı konusunda detaylı bir bilgi henüz yok. Koronavirüs orta derece soğuk algınlığından, ölüme varacak semptomlara yol açabiliyor.
Türkiye’de de koronavirüsün görüldüğünü duyan halk büyük bir tedirginlik yaşamaya başladı. Çalıştığım hastanede gerek çalışanlarda gerekse de hastalarda virüs paniğini gözlemlemek mümkün.
Kendisi küçük ama tahribatı büyük bir virüsle karşı karşıyayız. İnsanoğlu birçok kez çeşitli virüslerden kaynaklanan ve milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan bulaşıcı hastalıklarla mücadele etti. Günümüzde çeşitli aşılarla daha önce ölümcül olan virüslerle mücadele kolaylaşmış durumda.
İnsan uzaya gitti, güçlü aşılar buldu, dünyayı defalarca yok edecek kimyasal silahlar buldu, tıp çok ilerledi ve artık birçok hastalığın tedavisi var ama müstağnileşen insan, küçük bir virüs karşısında aciz kaldığını görmek ibret verici.
Evet insanlar tedirgin, birçok ülkede hayat durma noktasına geldi. Gücünü teknolojiden, bilimden alan batı dünyasında korku ve şaşkınlık hakim. Aşı çalışmaları yapıldığı haberleri gelse de, kesin bir sonucun alınması uzun bir süre alacak gibi görünüyor.
Biz Müslümanlar olarak vakar bir duruş sergilemek durumundayız. Gerekli olan tüm önlemleri alalım. İnsanları daha da tedirgin edecek söz ve davranışlardan kaçınalım. Birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmek için bu durumu vesile kılalım. Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimse ölmez. Ölüm, vakti tayin edilmiş bir yazıdır ayetini sık sık hatırımızda tutalım.
Bu virüs tıpkı deprem gibi, herhangi bir hastalık gibi bir imtihan olarak görmeliyiz. Hiçbir doğa olayı Allah’ın bilgisi dışında gerçekleşmez bunun bilincinde olmalıyız.
Kibirlenen, kendini yenilmez yıkılmaz olarak gören tüm devlet ve devlet liderlerine basit bir virüsle baş etmekten nasıl aciz kaldığını görüyoruz. Mutlak güç sadece ve sadece Allah’a aittir. O Allah biz kuluz. O güçlü biz zayıfız.
Duamız Hz Musa’nın da ettiği duadır; “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi.
Son olarak bize düşenin tedbir almak olduğunu ifade ederek, Virüse karşı alınacak önlemler şöyle sıralayabiliriz;
Ellerinizi sık sık, 20 saniye süreyle su ve sabunla yıkayın. Küçük çocukların da aynı şekilde ellerini yıkamasını sağlayın.
Su ve sabun bulunamıyorsa alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanın.
Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendille kapatın, ardından mendili mutlaka çöpe atın.
Kirli ellerle ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize dokunmayın.
Corona Virüs belirtileri olan yada teşhisi konmuş hastalarla aynı kaptan yemek yemek, aynı bardağı paylaşmak veya öpüşmek gibi kişisel temastan kaçının.
Kapı kolları ve oyuncak gibi sık dokunulan yüzeyleri temizleyin ve bunları dezenfekte edin.