17 Nisan 2020 Cuma 18:12
Virüsten Heybemize Düşenler
Söze Allah'ın kelamıyla başlamak evvela evladır. Yüce Allah Nisa suresi 79. ayette şöyle der: "Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi olarak gönderdik; şahit olarak da Allah yeter." Bugün biz insanlar önemli bir sınavdan geçiyoruz. Covid 19 diye adlandırılan musibet ile mücadele içindeyiz. Yaşam mücadelesi veren insanlar.. Ölen insanlar.. Evlerine hapsolan insanlar.. Televizyonlarda her saat canlı veya tekrarlı yayın konuğu olan bilim insanları.. Her kafadan çıkan sesler. Ellerinizi bol su ve sabunla yıkayın. Maske takın. Temastan kaçının gibi onlarca tedbir amaçlı sözler.
Peki tedavi mi? Maalesef şu an insanlığın elinden tedbirden başka bir şey gelmiyor ve tedavi daha yok. Aşı bulma çalışmaları, iyileşen hastalardan alınan plazmaların diğer hastaların tedavisinde kullanılması. Çabalar girişimler mevcut ama bu hastalık çepeçevre sarmış dört bir yanı ve dünyayı. Peki kim düşünebilirdi ki yere göğe sözde hükmeden insan küçücük bir virüse karşı çaresiz kalacak. Mega yapılar, devasa barajlar, tüneller, yollar ve daha nicesini yapan insan. İnsanoğlunun haşmetinden(!), kudretinden(!) maalesef eser yok. Ve çaresizlik bu kadar mı anlamlı olacaktı. Güçsüzlük bu kadar mı mesajlar dolusu olacaktı. Hani düşmanımız için bile istemediğimiz çaresizlik ve Allah’tan her dem esirgeme dilediğimiz güçsüzlük.
İnsanoğlu asırlarca doğayla savaş içine girdi. Yıktı. Talan etti. Değiştirdi. Allah'ın muazzam yeryüzü dengesini bozmak için elinden gelen her şeyi yaptı. "Başına gelen kötülük ise nefsindendir." diyordu ayet. Peki bundan ne anlamalıyız? Nasıl sonuçlar çıkarmalıyız? Birtakım bilimperestlerin haşa Allah'ı dışarıda tutan süslü bilimsel cümleler kurup yaptıkları açıklamaları mı düstur edinmeliyiz. Asla! Yeryüzü Allah'ındır ve hiçbir şey Allah’tan bağımsız değildir. Elbette ki bozgunculuğa, ifsada bir cevap vardır. Allah katında insanlar vardır ve amelleri.. Bize bu gerçeği bir kez daha hatırlatıyor hastalık. Zengin veya yoksul fark etmiyor. Dünyevi iştahı alaşağı ediyor. İşte Allah, başımıza gelen kötülüğün nefsimizden olduğunu gösteriyor.
Günümüze baktığımızda insanlar hiç olmadığı kadar zengin ve hiç olmadığı kadar yoksul. Avrupa’da zenginlik Afrika’da yokluk.. Savaşlar, açlıklar.. Etrafta çığlıklar.. Kimine sevinç ile coşku ile tamlanan çığlıklar. Kimine ise ölüm ile vahşet ile tamlanan çığlıklar. Suriye'de oksijen maskesini kardeşine takan ve kendi ölen küçük kız.. Cesedi sahillere vuran Aylan bebek.. Elbet bunların Rahmanın nezdinde bir karşılığı olacaktı. Bize Allah'ı unutturan şeyler nerede acaba? Banka hesaplarındaki paralar, mücevherler, lüks arabalar, yatlar.. Bu beladan koruyorlar mı - efendisini unutmuş- efendilerini.
Ahını aldık yok ettiğimiz her şeyin. Hatırlar mısınız, "Sizi Allah'a şikayet edeceğim." diyen çocuğu. Belki de onun hesabını veriyoruz suskunluğumuzun bedeli olarak. Çünkü doğruları ve adaleti unutmanın ve en önemlisi Allah'ı unutmanın karşılığı her zaman acı ve hüsran dolu olacaktır.
Allah’ı sürekli ve çokça anmak için bu musibetin birer vasıta olması vesilesiyle..